Tekstil, Kaptanlar ve Kapatanlar

Uzun yıllar önce Portekiz’le ilgili bir belgeselde şehrin dışındaki sanayi bölgesinde kapanmış yüzlerce tekstil fabrikasını gösterdi. Şimdi yerlerine başka bir sektör yatırım yapmamış yapamamış.
Ülkemizdeki tekstil sektörü her şeye sahip. Müthiş bir makine parkı var. Yetişmiş işgücü mükemmel. Tecrübe sahibi insanlar sektör dışına itilse de kadro iyi.
Her şey mükemmel de peki niye firma sahipleri Mısır, Cezayir, Sudan, Habeşistan ve adını bilmediğimiz ülkelere fabrikalarını taşıyorlar.
Cevabı ZİHNİYET…
Bu sektöre Turgut Özal devrinde girenler sektördeki sanayici zihniyetini örnek aldılar. Maalesef teşvikler devam etti ve Tansu Çiller ve sonrasında sektöre girenler mevcut esnaf zihniyetlerini devam ettirdiler. Ürettiklerini pahalı satmak yerine kapasitelerini arttırdılar. Ucuza satıp, sürümden kazandılar. Fasonculuktan mutlu oldular.
Bu zihniyetin stilist, kreatör, modacı, özel pazarlamacı, argeci…Gibi farklı insanlara ihtiyacı yoktu. Aksine ‘’evet efendim’’ diyenlere ihtiyacı vardı.
Bir gemi ne kadar yeni, mürettebat ne kadar mükemmel olursa olsun rotayı gemi kaptanı belirliyor…Maalesef bir zamanlar Avrupa’yı geçen sektör bu kaptanlarla kendine Vietnam ve benzeri ülkeleri rakip seçti… Yapacak bir şey yok.
Bu kaptanlar 5 yıl sonra nereye gidecekler onu merak ediyorum…
Pamuk ve tekstil üzerine araştırma yapanların Sven Beckert’in ‘’Pamuk İmparatorluğu’’ adındaki kitabını okumalarını tavsiye ederim.
